DoLudizgin YıLLar

Konu: DoLudizgin YıLLar Paz Mart 15, 2009 12:12 pm

Osman Sınav’dan
hayata doludizgin koşan
bir gençlik hikayesi

Doludizgin Yıllar

Yapımcılığını ve yönetmenliğini Osman Sınav’ın üstlendiği
yepyeni gençlik dizisi
“Doludizgin Yıllar”
ATV ekranlarında çok yakında başlıyor…

Sinegraf Film Yapım Şirketi’nin sahibi; yapımcı ve yönetmen Osman Sınav bu kez doludizgin bir gençlik hikayesi ile ATV seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Yönetmenliğini Osman Sınav’ın üstlendiği “Doludizgin Yıllar”da Yusuf Ömer Sınav, Selen Seyven, Yılmaz Calayır, Deniz Özpınar, Yağız Bankoğlu, Ceyda Ateş gibi genç ve yetenekli isimler; Hüseyin Soysalan, Erdal Cindoruk, Mehmet Polat gibi usta oyuncularla bir araya geliyor.

“Doludizgin Yıllar”da; ailesi tarafından bir proje çocuğu olarak yetiştirilen 19 yaşındaki Barış’ın İstanbul’da başlayan fırtınalı hikayesi; şehrin kaos ortamından sıyrılarak Ömerli’deki sıradışı bir çiftliğe kadar uzanıyor… Farklı bir çevreden gelen Barış bir yandan yepyeni bir hayatla karşılaşırken çiftliğin diğer gençleri Gülşen, Bekir, Feraye ve Aliço’nun hayatları da Barış’ın gelişiyle birlikte yavaş yavaş değişiyor…

Seyircilerine Türkiye ekranlarında daha önce hiç anlatılmamış, sürprizlerle dolu yepyeni bir dünya vaad eden “Doluduzgin Yıllar”ın hikayesi Osman Sınav ve Aybars Bora Kahyaoğlu tarafından projelendirildi… Senaristliğini yine son yılların en önemli gençlik projeleri olan “Sınav” filminin yaratıcısı ve “Kavak Yelleri”nin yazarı Yiğit Güralp’in yaptığı “Doludizgin Yıllar”ın yazım süreci yaklaşık üç ay sürdü.

“Doludizgin Yıllar”ın ön hazırlıklarında oyuncular dizinin çekiminin yapılacağı Ömerli’deki at çiftliğinde iki ay boyunca biniciliğin yanı sıra at bakımı ve çiftlik hayatı konusunda da eğitim aldılar.

“Doludizgin Yıllar”ın yapım ekibinde ise; görüntü yönetmeni Yusuf Akkuş, genel sanat yönetmeni Sırma Bradley, kurgu yönetmeni Murat Önal ve yapım sorumlusu Hasan Çağatay Güneş yer alıyor.

Çekimlerinin önemli bir kısmı Ömerli’de bir at çiftliğinde gerçekleştirilecek olan “Doludizgin Yıllar”, gerçek hayatın içinden eğlenceli, romantik ve macera dolu hikayesiyle, gençlik ve hayat adına söylenmemiş bütün sözleri söyleyerek ekranlara damgasını vurmaya geliyor…

DOLUDİZGİN YILLAR

Yusuf Ömer Sınav - Selen Seyven – Hüseyin Soysalan - Erdal Cindoruk – Ayşegül İşsever - Ceyda Ateş –
Mehmet Polat – Deniz Özpınar - Yılmaz Calayır - Yağız Bankoğlu

Yapımcı
Osman Sınav

Yönetmen
Osman Sınav

Senaryo
Yiğit Güralp

Görüntü Yönetmeni
Yusuf Akkuş

Genel Sanat Yönetmeni
Sırma Bradley

Kurgu
Murat Önal

Müzik
Cem Erman

Oyuncular

Barış
(Yusuf Ömer Sınav)

19 yaşında bir hukuk öğrencisi olan Barış, günümüzde maddi durumu ve sosyal statüsü iyi olan hemen her ailenin çocuğu gibi klasik proje çocuklarından biridir. Hep en iyi okullarda okumuş, tüm öğrencilik hayatı bu okulları kazanmaya çalışmakla geçmiştir. Ailesi tarafından her alanda donanımlı olacak şekilde yetiştirilmiştir. 2 dil bilir, iki müzik aleti çalar. İlk ve ortaokul yıllarında tiyatro kollarında yer alır, lisede basketbol oynar… Bütün bunlar yetmiyormuş gibi hem iyi bir yüzücüdür hem de halen eskrim, piyano ve okçuluk kurslarına devam eder.

Barış üniversiteye kadar anne babasının şekillendirdiği bu hayatı sürse, ailesinin olmasını istediği genç adam olma yolunda harfiyen ilerlese de aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildir!!! Çünkü Barış istemi dışında programlanmış bütün bu hayatında hep bir çıkış noktası aramış ve sonunda çıkışı ailesinin asla onaylamayacağını bildiği hız tutkusunda bulmuştur…

Üniversiteye başladığında girdiği rahat ortam ve ailesinin nispeten azalan baskısı hız tutkusunu tatmin edeceği ortamlara daha rahat girmesine sebep olur. Barış üniversitede tanıştığı insanlarla motosiklet yarışlarına başlar. Oysa bu yarışlar hayatının hiç beklemediği şekilde değişmesine sebep olacaktır…

Gülşen
(Selen Seyven)

Adil babanın 18 yaşındaki kızı Gülşen ikinci kez girdiği üniversite sınavının sonuçlarını beklemektedir… Gülşen çiftlikte büyümüş, atlara ve at binmeye yabancı olmayan zeki, sevimli ve güzel bir kızdır. Babası gibi atları çok sevdiği için, okuldan kalan tüm zamanlarını ve yaz tatillerinin tamamını çiftlikte geçirmektedir…

Gülşen de Adil Baba gibi hali vakti yerinde bir babanın çocuğu olmasına rağmen Barış’ın aksine hayatın gerçeklerinin daha çok farkındadır… Annesiz yetişmiş olmanın da kendisine verdiği erken yaşta gelen olgunluk Barış’ı zengin ve züppe bir cadde çocuğu olarak görerek hafife almasına neden olur… Oysa Barış dış görünümünün altındaki gizli yönleriyle Gülşen’i şaşırtmakta geç kalmayacak, ikilinin bitmek tükenmek bilmeyen kavga ve çekişmeleri yerini zamanla çok farklı bir ilişkiye bırakacaktır…

Bekir
(Yılmaz Calayır)

Barış’ın yaşıtı olan Bekir çiftlikte binicilik hocası ve Adil Baba’nın sağ kolu olan Ahmet Hoca’nın oğludur… Ailesiyle birlikte çiftlikte yaşayan Bekir, babasının altında hoca yardımcısı olarak çalışmaktadır. Çiftlikler arası yarışmalarda da yarışmacı olarak çiftliği o temsil eder.

Bekir’in atlar ve binicilik konusundaki ilgi ve hırsını gören babası da onu kendi yerine ikinci adam olarak yetiştirmeye karar vermiş, Bekir’in iyi bir binici olabilmesi için elinden geleni yapmıştır. Hırsı ve kabiliyeti ile kendisini ispat eden Bekir kimsenin binmediği ya da binmekten korktuğu atlara binerek, cesareti ve gözüpekliği ile tanınır hale gelmiştir. İdeali bir gün emekliğe ayrıldığında babasının yerini almaktır…

Çiftlik çalışanı bir ailenin oğlu olmaktan ötürü aşağılık kompleksi olan Bekir, çiftliğe gelen iş adamlarını ya da kendisinden daha yüksek sosyal tabakada olanları ezmek, onlardan daha üstün olduğunu ispatlamak kaygısını taşır. Barış çiftliğe geldiğinde de komplekslerinin tamamı su üstüne çıkar. Ona göre Barış şanslı doğmuş biridir. Onun gibiler hep hazıra konar ve hak etmediği her şey onlarındır. Oysa Barış’ın en iyi bildiği şey çalışmak, çalışmak ve kazanmaktır… Hal böyle olunca Bekir ve Barış’ın arasında kıyasıya bir rekabet başlayacaktır…

Feraye
(Deniz Özpınar)

Ahmet Hoca ve Pervin’in kızı, Bekir’in kız kardeşi olan 17 yaşındaki Feraye babasının işi sebebiyle hayatı at çiftliklerinde geçmiştir ve o da Gülşen gibi üniversite sınavı sonuçlarını beklemektedir.

Şirin, cıvıl cıvıl görünümü onu her ne kadar kompleksi olmayan bir genç kız gibi gösterse de onu cezbeden, ilgisini çeken her şey, ondan statü olarak hep biraz daha yukarıda olmuştur. Barış’ın çiftliğe gelişi onun için de hayatında yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır…

Aliço
(Yağız Bankoğlu)

Aliço yirmili yaşların başında, çiftlikte binici ve hoca yardımcısı olarak çalışan, kişisel hırsları olmayan, neşeli, yerinde duramayan tertemiz bir Anadolu çocuğudur. Bu kadar hareketli olduğu için çiftlikte her işe o koşar, kendisine verilen işlere burun kıvırmaz. Hayatta kimsesi yoktur, anne babasını bir trafik kazasında kaybetmiştir. Bu sebeple çiftlik ve orada yaşayanlar Aliço’nun tüm dünyasıdır. Bu kimsesizlik ve ona kucak açan bu sıcak insanlara sadık kalma duygusu Aliço’nun çiftlikten ayrılmasına da çiftlikteki büyük aşkı Feraye’ye açılmasına da engeldir.

Pelin
(Ceyda Ateş)

Pelin 21 yaşında, zengin bir ailenin kızıdır. Barış’ın okuduğu üniversiteye yatay geçişle gelmiştir. Daha geldiği ilk günlerde Barış’ın ilgisini çeken ve aklını başından alan Pelin ilk karşılaşmalarında Barış’a yüz vermese de hayat her ikisi için de yeni sürprizler hazırlamaktadır…

Adil Baba
(Hüseyin Soysalan)

Gülşen’in babası ve çiftliğin sahibi olan Adil 50’li yaşlara yaklaşmış, yorucu bir şehir ve çalışma hayatından “huzur” isteğiyle babasından kendisine kalan at çiftliğine kaçmıştır. Çocukluğundan beri iyi eğitim almış olan Adil, çiftliğe yerleştikten sonra da kendini eğitmekten vazgeçmemiş, atlardan kalan zamanını kitaplarla doldurmuştur.

Olaylara farklı yaklaşımı ve özel bir hayat birikimiyle felsefesi olan Adil’e çiftliktekiler “Adil Baba” lakabını yakıştırmışlar, onu tıpkı bir baba gibi otorite olarak kabul etmişlerdir… Atlara hayvan denilmesinden hoşlanmayan ve onlara Tanrı’nın çok özel bir lütfu gözüyle bakan Adil Baba aynı zamanda Barış’ın babası Avukat Cemal’in de hemşerisidir… Barış’ın başlarda hiç anlaşamadığı bu kendine has garip kuralları olan otoriter adam, yavaş yavaş hem Barış’a atları öğretecek hem de onun dünyaya bakışını değiştirecektir…

Cemal
(Erdal Cindoruk)

İki büyük holdingin hukuksal işlerini yürüten oldukça ünlü ve başarılı bir ticaret avukatı olan Cemal, İstanbul’un lüks bir semtinde büyük bir hukuk bürosuna sahiptir…

Cemal, köyde doğup büyümüş ve hukuk fakültesini zorluklarla okuyup bitirmiş, olmasına rağmen kökten İstanbullu olan eşi Saliha ile de hukuk fakültesinde tanışmış, birlikte tırnaklarıyla kazıyarak çocukları ve kendi gelecekleri için mükemmel bir hayat kurmaya çalışmışlardır.

Ancak Cemal’in hayata olan biraz kavruk ve Anadolulu bakışı, Saliha’nın bakış açısından çok farklı olduğu için zamanla birçok konuda çatışmaya başlamışlar, bu çatışmaların en büyük odağı da Barış’ın yetiştirilme tarzı olmuştur… Saliha’ya göre Barış hayata hazır olmalı, hatta 1-0 önde başlamalıdır. Cemal ise, bunun tecrübeyle mümkün olduğunu, Barış’ın hayata ne bir robot gibi duygusuz ne de pohpohlanarak değil biraz törpülenerek ve insan yanını unutmayarak hazırlanması gerektiğini düşünmektedir.

Saliha
(Ayşegül İşsever)

Barış’ın annesi Saliha İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki ünlü hukuk profesörlerinden biridir. Saliha aslen kentli ve köklü denebilecek bir ailenin kızıdır. Ailesinin maddi olanaklarını kullanarak yaşamak yerine hayatını kendi kurmayı tercih etmiş. Cemal’le tanıştıktan, onun azimli ve hayata asılan halini gördükten sonra ise bunu tamamen reddetmiş, evlenip tüm hayatlarını, sahip oldukları her şeyi beraber çalışarak kurmuşlardır…

Saliha, Cemal’e göre kendince daha görgülüdür. Cemal’e de adab-ı muaşerete ilişkin pek çok şeyi o öğretmiş Cemal de karısının bilgi ve görgüsünden faydalanmayı tercih etmiş buna belli sınırlar dahilinde pek ses etmemiştir… Aslında öğreten, baskın ve kararlar veren biri olmaya geldiğinde Saliha’nın hep ön planda olması Cemal için artık tanıdık bir o kadar da sıkıcı bir hal almaya başlamıştır…

Barış’ın yetiştirilmesi konusunda da bu tavrından vazgeçmeyen Saliha oğlunun diğer çocuklardan hemen her alanda; eğitimiyle, hobileriyle, sosyal çevresiyle ayrılması gerektiğini düşünür. Barış’ın o güne kadar aldığı eğitimi ve yaşadığı hayatı esas olarak şekillendiren Saliha’dır. Ve doğru bildiği şeylerin bedelinin ne kadar ağır olabileceğini zamanla görecek, baştan beri Cemal’in üzerinde durduğu prensiplere de kulak asması gerektiğini en acı şekilde öğrenecektir…

Ahmet
(Mehmet Polat)

Bekir ve Feraye’nin babası Ahmet hem çiftlikteki binicilik hocası hem de Adil Baba’nın sağ koludur… Fazla konuşmayı sevmeyen, iş sırasında eğlenceden de hoşlanmayan Ahmet’in sert bakışlarını metrelerce uzaktan tanıyabilirsiniz. Görev adamıdır, işini iyi bilir. Bu sert bakışlı adam başka çiftliklerden gelen aç ve bakımsız kalmış atlara karşı büyük bir şefkatle yaklaşır. At candır, velinimettir ve onlara kötü davrananlara karşı Ahmet’inde tepkisi asla hoş olamaz…

Pervin
(Aylin Saraç)

Çiftliğin anaç insanı Pervin aynı zamanda Ahmet Hoca’nın karısı… Ahmet’le çok erken yaşta evlenmiş ve yine erken yaşta Bekir ve Feraye’yi dünyaya getirmiş… Çiftlikteki mutfağın patronu olan Pervin, merhametli yüreği ve yaptığı mükemmel yemeklerle hem çiftlik sakinlerini, hem de evinden çok uzaklarda olan misafirlerin gönlünü fetheder…

Merhametli olduğu kadar duygusal zekası yüksek bir Türk kadını olan Pervin kendi çocukları ile Adil’in çocukları arasındaki farkı bilir. Bu sebeple oğlu Bekir’i sürekli Gülşen’den uzak tutmaya çalışır. Kızı Feraye’yi de Gülşen’le eşit göstermeye çalışır ve kızının yeteneklerini öne çıkarmak için çabalar.

İrfan
(Suat Güzey)

Tam bir baş belası olan İrfan, 45 yaşlarında, atları yalnızca “iş” ve “para” olarak görmüş, Adil’in çiftliğine nazaran daha fiyakalı bir çiftliğin sahibidir. Bir müşterisi için Adil Baba’dan satın aldığı Şehzade’ye yaptığı eziyetlerle ata kısa sürede ruhen ve fiziken ciddi zararlar vermiştir… İrfan Şehzade’yi Adil’in çiftliğine “adam” edilmesi için geri getirecek ve daha sonra bu hırsıyla kahramanlarımızın hayatını tatsız hale getirmek için elinden geleni ardına koymayacaktır…

Burak
(Gürkan Tavukçuoğlu)

Burak, Barış’ın en yakın, en sağlam okul arkadaşı. Motor yarışlarını Barış’la birlikte keşfetmişler ve beraber katılmaya başlamışlar. Burak da varlıklı bir ailenin oğlu ancak Barış’ınkinden daha az kuralcı bir aileye sahip. Bu nedenle Barış’tan biraz daha özgür.

Sinan
(Gökmen Kasabalı)

22 yaşındaki serseri ruhlu, her an bela çıkarmaya teşne Sinan da varlıklı denilebilecek bir ailenin çocuğu ve en büyük tutkusu motosiklet… Hırsı ve kazanma tutkusu çevresindekileri ezmek isteyecek kadar yüksek olan Sinan önceleri Barış’ın İstanbul hikayesinde en büyük rakibi gibi görünse de ilerleyen bölümlerde hayat onlarında yollarını bambaşka amaçlar uğruna kesiştirecek…